Roma Gezi Rehberi

Çeşmeler, bazilikalar, katedraller, kiliseler, müzeler ve saraylar… İtalya’da gezilecek yerler denildiğinde akla ilk olarak 3 bin yıldan fazla tarihe sahip Roma’nın gelmesi tesadüf değil. Batı kültürünün temelini oluşturan bu muhteşem şehir, Roma İmparatorluğu’nun en güçlü dönemlerinde her şeyin merkezi olma özelliğine sahipti.

Zamansız Bir Şehir: Roma

Dünya’nın en baştan çıkarıcı şehirlerinden biri olan İtalya’nın başkenti Roma zamansız bir şehir olarak birçok isimle anılıyor. Ölümsüz Şehir, Aşıklar Şehri, Dünyanın Başkenti… Nüfusu yaklaşık 4,3 milyonu bulan, küçük bir köyden büyük bir medeniyete dönüşen bu Latin şehri, aynı zamanda Papalığın bulunduğu yerdir. Papalın Vatikan’da bulunması Roma’yı iki şehrin başkenti unvanına sahip olmasını sağlamıştır. Tarihi geçmişi, antik kalıntıları ve kültürel zenginliği ile her yıl milyonlarca turiste ev sahipliği yapan Roma her gezginin mutlaka ziyaret etmesi gereken destinasyonlardan biri.

Roma İmparatorluğu’nun tarihi başkenti, günümüz İtalya’sının ise modern metropolü olan Roma dolu dolu gezilecek yerlerin başında geliyor. Roma’da gezilecek yerler o kadar fazla ki listeyi kalacağınız zaman dilimine göre genişletebilirsiniz.

Trevi Çeşmesi (Fontana Di Trevi)

İtalya sanatının baş yapıtı olarak görülen bu çeşme tüm dünyanın Aşk Çeşmesi olarak bilinir. 1732-1760 yılları arasından Niccola Salvi tarafından inşa edilmiş olan çeşme Barok tarzının en iyi örneklerindendir. Bir niş içerisine yerleştirilen çeşmenin figürü deniz tanrısı Neptün’ü anlatır. Bu etkileyici anıt Roma’nın Trevi bölgesinde Via Del Corsa’dan sonra yer almaktadır.

Bir efsaneye göre çeşmeye atılan bozuk paraların Roma’ya geri dönüşü simgelediğine inanılıyor. Çeşmeye atılan bozuk paralar belirli günlerde toplanıyor ve Roma’nın bütçesinin %15’ini oluşturuyor. Toplanan bu bozuk paralar aşevlerine, evsizlere ve hayır kurumlarına bağışlanıyor. Geceleri ışıklandırıldığında ayrı bir güzelliğe bürünen aşk çeşmesi mitolojik yaratıklardan oluşan eski Palazzo Poli’nin ön cephesini oluşturuyor.

İspanyol Merdivenleri (Piazza Di Spagna)

Francesco De Sanctis tarafından 1717 yılında Roma’nın tam ortasında tasarlanıp inşa edilen İspanyol Merdivenleri toplam 138 basamaktan oluşmaktadır. Merdivenleri çıktığınızda üç sıra halinde uzanan 16. Yüzyıl yapımı Fransız Kilisesi Trinita Dei Menti’ye çıkabilirsiniz. Merdivenleri indiğinizde ise Piazza Di Spagna (İspanyol Meydanı)’na varıyorsunuz. Merdivenlerden indiğinizde kentin en özel ve pahalı alışveriş mağazalarını barındıran Via Condotti bölgesi turistler tarafından oldukça ilgi görmektedir. Yapıya dönemin İspanyol Büyükelçiliği’nin sponsor olması yapının İspanyol Merdivenleri olarak anılmasını sağlamıştır.

Alınan kararlar doğrultusunda İspanyol Merdivenleri üzerinde herhangi bir gıda tüketimi kesinlikle yasaklanmış ve yasağı ihlal edenlere ciddi para cezaları getirilmiştir.

Kolezyum (Colleseum)

Asıl adı Flavian Amfitiyatrosu olan Kolezyum, Roma tarihinin en ihtişamlı ve en muhteşem yapıtlarından birisidir. Roma’ya gidenlerin ilk uğradıkları yerlerden biri olan bu muazzam yapı aynı zamanda dünyanın en büyük amfitiyatrosu olma özelliğine sahip.

Colleseum yapılmadan önce bu alanda İmparator Neron’un sarayı bulunuyordu. Neon’un savurgan yaşamı halkın isyan etmesine sebep oldu. Roma, Neron’un ölümünden sonra kanlı savaşlara sahne oldu ve bu saray yıkıldı. Ardından gelen İmparator Vespasion, Colloseum’u yıkılan sarayın yerine inşa ettirdi. İnşaat, mahkumlar ve köleler tarafından 10 yıldan fazla bir sürede yapıldı. M.S. 80 yılında Vespasion’un oğlu İmparator Titus döneminde tamamlanan yapının açılışı 100 gün 100 gece sürdü. Açılış oyunlarından 5 binin üzerinden hayvan ve insan kurban edildi. Yapılma amacı, gladyatör dövüşleri, hayvan avı, tiyatro ve eski savaşların temsili gösterilerini yapmak olan bu yapı amacına ulaştı ve Kolezyum halkı tarafından fazlasıyla sevildi.

50.000 izleyici ve 5000 hayvan alabilecek kapasiteye sahip olan bu muazzam yapının oturma düzeni statüye göre yapılıyordu.  İşçi sınıfı ve halk arenaya en uzak olan yerlerde otururken, Senato üyeleri ve diğer yüksek statüye sahip insanlar arenaya en yakın yerlerde oturuyorlardı.

Bir tarihi yapıt olarak ayakta duran Colleseum yıllar boyunca maruz kaldığı deprem ve yangın gibi doğal afetler yüzünden çok zarar gördü. Restorasyon için birçok projeler ve iyileştirmeler hala yapılsa da kirlilik ve insan trafiği yapının içine zarar vermeye devam ediyor.

Bu kadar popüler ve görülmesi gereken bir yer olan Colleseum’a girişlerde haliyle uzun kuyruklar oluşuyor. İnternetten bilet alınabildiği gibi amfitiyatro önünde görevli turist danışmanlarının rehberliğinde gruplara dahil olabilir ve rehberler eşliğinde tiyatroyu gezebilirsiniz. Detaylı bilgi almak için tıklayabilirsiniz.

Konstantin Takı (Arco Di Constantino)

Palatine Tepesi çevresinde yer alan ve Colleseum’a yürüme mesafesinde olan bu yapı zafer anıtı olarak inşa edilmiştir. 315 yılında Costantinius’un Milvian Köprüsü savaşının zaferini kutlamak amacıyla yapılmıştır. 4. yüzyılın sanat örneklerini taşıyan kemerin üzerinde imparatorluğa ait kabartmalar yer almaktadır. İlk restorasyon çalışması 18. yüzyılda yapılmış son olarak da 2000 yıllarında yenilenme çalışmaları gerçekleşmiştir.

Pantheon (Piazza Rotonda)

Pantheon (Tanrılar) adından da anlaşıldığı gibi tüm tanrıların tapınağı anlamına gelir. Antik Roma’nın en iyi korunmuş yapılarından biridir. M.S 126 yılında tanrılar için inşa edilmiştir. Bu bina görkemli taş kubbesi ile Roma’nın çarpıcı ve muhteşem mimarisini gözler önüne seren bir mühendislik harikasıdır. Ayrıca İtalya’nın krallarından II. Umberto ve Vittorio Emanuele ile Rönesans’ın önemli ressamlarından Raphael ve nişanlısının mezarları da burada bulunmaktadır.

Roma’da görülmesi gereken yerlerin başında gelen Pantheon, Piazza della Rotonda bölgesinde bulunmaktadır. Roma seyahatinizin en az bir gecesinde Pantheon’un eşsiz ışıklandırmalı manzarasına karşı akşam yemeği yiyebilir, sokak sanatçılarının muhteşem sesi ile büyüleneceğiniz bir akşam yaşayabilirsiniz.

Vatikan

İtalya’nın Roma kentinde yer alan dünyanın en küçük şehir devleti unvanını taşıyan Vatikan 44 bin metrekarelik yüzölçümüne sahiptir. Hıristiyanlık dininde Katolik mezhebinin ruhani merkezi olan şehir Papa tarafından yönetilmektedir. Mutlak monarşiye dayanan bir sistemin uygulandığı Vatikan, Saint Peter mezarının üzerine inşa edilmiştir.

Dini öneminin yanında dünyanın en zengin müzeleri ve tarihi yapılarına da ev sahipliği yapan devlet Roma sınırlarında yer alıyor. Surlarla Roma’dan ayrılan şehir devletini her yıl milyonlarca kişi ziyaret ediyor.

Vatikan’a gitmek isteyen Türk vatandaşlarının Schengen vizesine sahip olmaları gerekiyor. Yeşil ve gri pasaportlu Türk vatandaşları ise 180 gün içerisinde 90 günü aşmayan seyahatlerinde vizeden muaf. Hali hazırda Schengen vizeniz var ise Vatikan’a ekstra bir vize almadan seyahat edebilirsiniz. Schengen ve diğer vize türleri hakkında detaylı bilgi almak için tıklayabilirsiniz.

Venezia Meydanı (Piazza Venezia)

Meydanlarının güzelliği ile ön planda olan Roma’nın en merkezi bölgesinde Piazza Venezia yani Venezia Meydanı yer alıyor. Turistlerin en çok tercih ettiği meydan, cafe ve restoranlarla kaplı. Meydanın ortasında oldukça görkemli bir anıt yer alıyor. Altare della Patria olarak bilinen anıt Giuseppe Sacconi tarafından yapılmış. Santa Maria Maggiore Bazilikası, Venezia Meydanı üzerinde yer alıyor. Meydanda yer alan Venedik elçiliği günümüzde sanat merkezi olarak kullanılmakta. Bu elçilik binasında dönemin devlet başkanı Mussolini ülkeyi yönetmiş ve balkonundan halka seslenmiştir.

Romanın En İyi Dondurmacılarından: Giolitti

Roma’daki dondurmacıların hepsi birbirinden lezzetli. Hangisi denerseniz deneyin pişman olmayacağınız deneyimler sunan Roma dondurmacılarından Giolitti 1900 yılından beri aynı aile tarafından hizmet veriyor. Giolitti günümüzde kahve ve hamur işi çeşitleri ile de servis verse de en cazip ürünü hala dondurma. Bu kadar lezzetli ve popüler olması haliyle uzun kuyrukları da beraberinde getiriyor. Ama sıra hızlı ilerlediği için beklediğinize değecek bir lezzete kavuşacağınızı söyleyebiliriz. Pantheon’a yakın bir konumda bulunan Giolitti’te yapmanız gereken tek bir şey var: Onlarca lezzetli çeşit arasından hangi dondurmayı seçeceğinize karar vermek.

Roma, Orta çağ ve Rönesans dönemine ait eserlerini özenle koruyan ve eski medeniyetlerin kalıntılarına oldukça önem veren sanat akımlarıyla adeta bir müzeyi andırmakta. Şehir görülmeye değer bu güzelliği ve yaşayan tarihi ile hakkında en çok övgü dolu yazılar yazılan rota olmayı hak ediyor. Size özel seyahat programı ve rezervasyon için: info@vitaseyahat.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir